Friday, September 02, 2016

Analiz ve Analizcilik

ANALİZCİLİK ANALİZ
Analiz parçalamak demektir. Sentez oluşturmak.
Bir sistemi analiz etmek o sistemin işleyişini çözümleme çabasıdır. Bu bir analizdir çünkü işleyişi çözümlemek, sistemin parçalarını bulmayı, onların görevlerini anlamayı gerektirir.
 
Bizim analizimiz günlük hayatta sık rastladığımız olaylar, birbirimizle olan ilişkilerimiz , işteki olaylar olduğundan bu sistemlerdeki parçaları bulma ve görevlerini anlama gerekliliği vardır.
Tüm bu sistemlerda anlaşılması gereken en önemli parça insandır.
İnsanın sistem içindeki analizi
İnsan kendi analizine başlarkan yani bizzat kendini analiz ederken ilk hesaplaması gereken kendisinin analize etkisidir. Analiz mantıksal bir işlem dizisi olduğuna göre mantıksal işlemler konusundaki kişisel eksikliğinin analize yapacağı etkiyi görmesi birinci noktasıdır.
Duyguları nedeni ile olaylara bakışının etkilenmesi konusu ikinci etki noktasıdır.
Olayları değerlendirirken kullandığı dayanak noktaları ve algılar yani zaman içinde oluşmuş düşünce yapıları üçüncü etki noktasıdır.
  • İşlem gücü zayıflığı
  • Duygusal nedenler
  • Dayanak noktaları
Dolayısı ile kişinin kendisinin yapısı analize bu belirli sebeplerle etki yapacaktır.
Analizci bir konu üzerinde analiz yaparken olaylara yaklaşımının bu 3 etkinin hangisinden etkilendiğini de gözlemlemesi gerekmektedir.
Örnekler
“okullara başörtülü girmek yasaktır” ın doğrumu yanlış mı olduğunu analiz eden yaptığı yaklaşımları esnasında bir yandan da bu 3 etkenin bu yaklaşımları etkilemesini gözlemlemesi.
“Ben bunu yasak olarak kabul etme eğilimindeyim çünkü gerçekten başörtülü insanlar bende itici bir etki yapıyor ve modern olarak algıladığım toplum yapısında böyle bir giyinişe kafamda yer bulamıyorum. Ancak bu algısaldır.”
Yani düşüncelerimin duygularımdan etkilendiğini gözlemliyorum.
Analizci Nötralize His Seviyesindedir
İdeal analizci hissi olarak nötrdür. Bunun mümkün olmadığı açıktır. Ancak ne kadar başarıldığını ölçmek önemlidir
Hissi olarak nötrlük, kendisinin problemliliğini, yetersizliğini, yanlışlığını veya yukarıdaki örnekteki gibi duygusal sebeplerden etkilenişini olabilecek maksimum seviyede görebilmesidir.
Burası analizciliğin en zor kısmıdır. Bir şeyi yapmanın yanlış olduğunu, bunu mekanizmal sebeplerle hoşuna gittiği için yaptığını söylemektir bu.
Ve sigara gibi yanlışlığı açık olan bir fiilin mecbur olduğu için yaptığını söyleyebilmenin kolay olması buna tezat olan çok nadir durumlardandır.
İşin bir paradoksal yönü de bizim zaten yaptıklarımızın doğru olduğuna inanmamızdır. Yaptıklarımız ne kadar yanlış olsa da bu böyledir. Aslında doğru bildiğimiz yanlışların içine gömülmüşüzdür. Onlara doğru dememizin sebebi mekanizmal sebeplerle hoşumuza gitmeleridir ve biz bunun farkında bile değilizdir. (Tanım uzayındaki değişim konusu)
Dolayısı ile hissi nötrlük çok önemli bir gerekliliktir. Kişi kendi içerisinde bunu görmelidir. “Ben şu an hissi mi yaklaşıyorum objektif mi?” bunu kendi sorar cevabını kendi bilir.
Bir kişinin analizinin analizinde veya gözlemlenmesinde bu dikkate alınır.
Örneğin Türkan Saylan’ın söylemleri buna iyi örnektir.
“Biz varız. Biz yönetiriz. Bizim dediğimiz olur. Biz sıralar üzerinde namaz kılan öğrenciler değil bale yapan kızlar istiyoruz”
Namaz kılmanın gereklilik ve doğruluğu ile ilgili bir analizi bu yaklaşımla yapan kişinin duygusal etkiden çok fazla etkilenip doğru sonuca ulaşamama ihtimali yüksektir.
HAYATIN VE İNSANIN ANALİZİ
Bütün uzay, madde bir dizi kanunla hareket ettiğinden yani herşey kurallara uyduğundan kuralları anlamak işleri çözmenin zorunlu bir kısmıdır. İkinci kısım ise parçaları bulmaktır.
Yani kural “etrafında belirli bir yörüngede dönmek” ise (ki fizik ve kimyada görürüz) parçalar proton ve elektrondur.  Oluşan yapı atomdur. Atom bir sistem olmuş olur. İnsan da böyle bir sistemdir.
Atom elektron proton ve kurallar ayrı ayrı bulunmuştur.
Thomson elektronu bulmuş, üzümlü kek modelini getirmiştir. Öğrencisi Rutherford alfa saçılma deneyi ile atomun merkezinde pozitif yük birikimini gözlemleyip protonu bulmuştur. Onun öğrencisi Bohr ise elektronların tam sayılarla ifade edilen belirli yörüngelerde döndüğünü bulmuştur.
Böylece pek bu kadar net olmayan bir süreç sonunda parçalar ve kurallar bulunmuş atom denen sistem oldukça çözümlenmiştir.
İnsan ve hayat ta kurallara uyarak devam ediyor ise analizci kuralları parçaları ve sistemi görmeye odaklanmalıdır.
İnsanlığın çok az bir kesimi analizci olabilir. %2 si universite okuduğuna göre bu normaldir. Hal böyle iken insanların olayları sürekli tartışması yine insan mekanizmasının davranışsal bir sonucudur. İnsanlar analizci olamayacağından ve analizcilik sonuca götüreceğinden insanların genelinin yaptığı tartışmalar bir sonuca gitme aktivitesi olarak değil bazı temel içgüdüsel yaklaşımların sonucu oluşan aktiviteler olarak tanımlanmalıdır.
Analizin Analizi
İnsanların tartışma ve fikirlerini beyanları esnasında ortaya koyduklarının eleştirilmesi ve incelenmesi, “analizin analizi” kapsamında ele alınmalıdır”. Çünkü tartışma bir çeşit analiz etmedir ve bunun incelenmesi de bir analizdir. Bunu kendi kendine yapabilme gücündeki artmanın ideal analizci olmaya yaklaşmak olduğunu belirtmiştik.
Düşüncelerin ölçülerek tartılarak ortaya konması, kıyaslanması, sorgulanması bir beyinsel işlem dizisi olup beyinsel işlem gücü gerektirdiğinden buda insanlarda sınırlı olduğundan insanların çok azı analizci olabilir. “örneğin analizin analizi kapsamındaki bu yazının bu kısmına kadar çok az insan gelebilir.
Bu  gerçek bize insanları eleştirme veya küçümseme için değil günlük hayattaki olayların analizi için son derece gerekli bir bilgidir. (Aklın Yetersizliği Konusu)
Çünkü bu bize bazı şeylerin insanların büyük bir kesimince anlaşılamayacağını göstermektedir. Dolayısı ile onlara olması gerektiği şekilde anlatmak gibi bir çabanın da sonuçsuz kalacağını.
Ve dolayısı ile doğruların ve yanlışların analizinin de insanların çoklarınca gerçekte yapılamayacağını göstermektedir.
Gördüğümüz bu anlamdaki tartışmalarında sanki bu yapılıyormuş gibi görünen aktivitelerden başka bir şey olmadığı gerçeğini göstermektedir.
Ayrıca tüm bu tabloya rağmen kendimizi hala böyle tartışmalarda buluyorsak bunun kendi duygusal mekanizmamızın sonucu olduğunu görmemize yarar bu gerçek.
Buna göre yapmamız gereken “Sen bir analizci misin?” sorusunu sormaktır. Bu ancak bir testle sonuçlanır.
ANALİZİN YAPILMASININ ETKİLERİ (Analizin etki azaltma prensibi)
Analizi yapmaya başlamak bile olayları değiştir. Hisleri de. Örneğin bir kıza olan aşkı sonucu acı çeken birinin aşkının sebebini veya acısının veya tüm bu aşk oyununun analizini yapması belirli bir oranda acısını azaltır.
Analizin çok kaliteli olması, kişinin iyi bir analizci olması acısını tümden geçirebilir.
SEN BİR ANALİZCİ MİSİN?
Analizci olmaya götüren sebeplerden biri olayların iç yüzünü anlama isteğinde olmaktır.
Doğru sonuca ulaşma yolunda hislerine yenilmemek önemli bir analizcilik özelliğidir.
40 dk PC
60 dk elle
Haziran 2 03:30
2009
ANALIZLE ILGILI BIR FIKRA
Amerika da ünlü bir avukatın kaybettiği tek dava:
Ünlü bir futbolcu karısını öldürmekle suçlanıyordu. Ama karısının cesedi ortada yoktu.
Futbolcu sanık sandalyesinde oturuyordu.
Kucak dolusu parayla tuttuğu avukatı jüriyi ikna etmeye uğraşıyordu:
"Sayın jüri üyeleri, müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten inanıyorum. Buna az sonra sizler de inanacaksınız. Neden mi? Bakın, şimdi ona kadar sayacağım ve müvekkilimin öldürdüğü iddia edilen karısı bu kapıdan içeri girecek...
1, 2, 3, 4, 5, 6,  7, 8, 9, 10"
 


Bütün jüri kapıya döndü. Kimse girmedi içeri.
Avukat bir savunma dahisiydi, öldürücü hamlesini yaptı:
"Bakın, siz de kadının öldüğüne inanmıyorsunuz. Çünkü hepiniz içeri girecek diye kapıya baktınız. İşte kararı buna göre vermenizi talep ediyorum."
Ancak jüri ünlü futbolcuyu suçlu bulduğunu bildirdi ve dava bu şekilde sonuçlandı.
Mahkeme çıkışında avukat, jüri başkanına yaklaştı:  
"10' a kadar saydığımda siz de diğer üyeler gibi kapıya baktığınız halde neden böyle bir karara imza attınız?"
"Doğru" dedi jüri başkanı; "Ben de kapıya baktım, ama müvekkiliniz kapıya bakmıyordu."
  
  
En iyi analist herkes bir noktaya bakarken, o noktaya yönelen bakışları izleyen kişidir.  

No comments: